Yağmurla Yoğrulan Şehirde Lezzet Festivali: Rize’nin Tat ve Renk Hikayesi
5. Rize Gastronomi Festivali’nde kentin tescilli lezzetleri ve kültürel dokusu ön plandaydı
Rize, bu yıl 5’incisi düzenlenen Rize Gastronomi Festivali ile bir kez daha hem yöresel mutfağını hem de coğrafi işaretli ürünlerini ziyaretçilerine tanıttı. Yağmurun hiç eksik olmadığı bu yeşil şehir, lezzetleriyle, doğasıyla ve misafirperverliğiyle adeta “yaşanacak bir destinasyon” olduğunu bir kez daha gösterdi.
Havaalanından Başlayan Estetik Yolculuk
Deniz doldurularak yapılan Rize-Artvin Havalimanı, kente gelen misafirlerin ilk hayranlık durağı oldu.
Pistten daha inmeden göze çarpan çay bardağı şeklindeki haberleşme kulesi, Rize’nin “çayın başkenti” olduğunu simgeliyor. Bu görsel etki, festivale gelen yerli ve yabancı konuklara şehrin gastronomi kimliğini daha ilk dakikalarda hissettirdi.
Çay Çarşısı: Festivalin Kalbi
Etkinliklerin büyük bölümü bu yıl da Rize Çay Çarşısı’nda düzenlendi.
Çarşı, çay bardağı formundaki sanat galerisi, teras manzarası ve yüzlerce çay markasının yer aldığı stantlarıyla festivalin odak noktasıydı. Katılımcılar hem çay tadımı yaptı hem de yöresel ürünleri yakından tanıma fırsatı buldu.
Nalia Karadeniz Mutfağı İlgi Odağı Oldu
Festivalin en çok dikkat çeken duraklarından biri, Süleyman Tarakçı’nın işlettiği Nalia Karadeniz Mutfağı oldu.
Restoran, otantik dekorasyonu, geleneksel sunumları ve zengin menüsüyle hem Rizelilerin hem de turistlerin uğrak noktası haline geldi.
Menüde mısır ekmeği, karalahana sarması, hamsili pilav, turşu kavurması, laz böreği ve pepeçura gibi yöresel tatlar büyük ilgi gördü.
Rize Üçlüsü Sahnedeydi
Festivalin gastronomik yıldızı yine “Rize Üçlüsü” oldu:
Tescilli Rize kavurması, coğrafi işaretli Çayeli kuru fasulyesi ve tereyağlı pirinç pilavı üçlüsü, her standın gözdesiydi.
Kavurma, Amasya ve Tokat’tan temin edilen dana etlerinin bakır kazanlarda, odun ateşinde 2,5 saat pişirilmesiyle hazırlanıyor.
Fasulyesi Kelkit ve İspir’den gelen kuru fasulyenin Rize’ye özgü yorumu ise damaklarda iz bırakıyor.
Ekmeğini Taştan Çıkaranlar: İyidere pileki Taşı
Festivalin inovatif sunum alanlarından biri de İyidere pileki taşının gastronomide kullanımı oldu.İyiderede mağaradan el yordamıyla çıkarılan bu taşlar, bugün modern mutfaklarda ekmek, steak ve balık pişirmede kullanılıyor.
Isıyı eşit dağıtan, geç ısınıp geç soğuyan bu doğal taşların ulusal pazarda değerlendirilebileceği vurgulandı.
Rize’nin El Emeği: Dokuma Kültürü
Yemeğin yanı sıra el sanatlarına da yer verilen festivalde, Rize bezi, Cimil çorabı ve Hemşin çorabı gibi coğrafi işaretli dokuma ürünleri sergilendi.
El emeği ürünler, yerli ziyaretçilerin olduğu kadar yabancı turistlerin de ilgisini çekti.
Çayın Babası’na Saygı
Festival kapsamında çaykur ve çaymer başta olmak üzere çayla ilgili geniş bilgilerindirmeler yapıldı.
1917’de Rize'de başlayan çay üretiminde bugün Türkiye, Çin, Hindistan ve Kenya’dan sonra dünyanın 4. büyük çay üreticisi konumunda.
Doğanın Kalbinde: Fırtına Vadisi ve Zilkale
Katılımcılar ayrıca Rize’nin doğal güzelliklerini keşfetme fırsatı buldu.
Fırtına Vadisi’nde rafting, Çeçeva Haremtepe’de çay bahçesi gezileri ve Zilkale’de tarihi atmosferle dolu anlar yaşandı.
Sonuç: Rize Lezzetleriyle Parlıyor
5. Rize Gastronomi Festivali, yağmurla yoğrulan bu kentin yalnızca doğa değil, tatlarla da zengin bir şehir olduğunu bir kez daha gösterdi.
Coğrafi işaretli ürünleri, yöresel mutfağı, dokuma kültürü ve samimi insanıyla Rize, gastronomi turizminde hak ettiği yere hızla ilerliyor.
MEHMET BİRTEK